Dokuz yüz kırk dokuz geldi bir kurak Bitmedi ekinler aldı bir merak Yeni sene harman ıraktır ırak Bulursun harmanı dur yavaş yavaş
Verdiler ekini döğerbiçere Kaldırdı harmanı girdi içere Sattı buğdayını hemen geçere Ararsın o günü sen yavaş yavaş
Yaktılar sapını ettiler zarar Şimdi mallarına hep saman arar Bu sene ekinler ne işe yarar Bulursun samanı dur yavaş yavaş
Ağlıyor rençberin hiç yüzü gülmez Çok bitse buğdayın kıymetin bilmez Öyle bir seneler bir daha gelmez Ararsın o günü sen yavaş yavaş
Rençberler uğradı gayri nazara Hayvanı döktüler bütün pazara Ekini bitmeyen girsin mezara Girersin mezara dur yavaş yavaş
Ova köyü susuz hemen ağlasın Müteahhit kanalla gönül eğlesin Hükümet buna bir karar bağlasın Sularsın ekini dur yavaş yavaş
Ben bilirim müteahhidin huyunu Bu adamın karnında çok oyunu Vermediler gönenlerin suyunu Bu sene sularsın dur yavaş yavaş
Buğday pazarının pek tadı kaçtı Adana buğdayı geldi ulaştı Yaşasın valimiz önüne geçti Düzelir bu işler dur yavaş yavaş
Ulaştı milletin ofis canına Vali beyin böyle düşer şanına Geleli varmadım ben hiç yanına İster ise varırız biz yavaş yavaş
Susuz koyman bu sene siz bostanı İhya edin gayri bu Türkistan ı Aşık Mehmet yazar böyle destanı Dinletir aleme hem yavaş yavaş |